31 Aralık 2012 Pazartesi

HOSGELDİN 2013

Mutlu yillar gecirsin benim prensesim tatli adenim

Published with Blogger-droid v2.0.6

30 Kasım 2012 Cuma

Kırkımız da doldu :))

Adenim 40gundur dışarıdasın ve oldukça iyi uyum sagladin. Çok sakin ve huzurlu bir bebeksin şimdilik tek derdin yemek yemek yanaklardan anlasilacagi uzere. Baban tatilde birlikte pek guzel zamanlar geçirdiniz. Pek iyi anlasiyorsunuz gece yatmamak falan ;) seni cook seviyorum melek kizim benim

Published with Blogger-droid v2.0.6

21 Kasım 2012 Çarşamba

1.AYIMIZI DOLDURDUK

Evvet adenim artık direkt olarak yuzune gozlerine baka baka konustugum icin buraya pek yazasim gelmiyor. Mukemmel bir bebeksin upps belkide bana oyle geliyor ama cok tatlisin kizim uyudugun zamanlarda bile seni cook ozluyorum ah babanda oyle arada odana girip bakiyoruz sana uzun uzun geceler 11ile 3 arasi babana emanetsin birlikte cok mutlusunuz zaten hihihi ben sadece bir kere emziriyorum seni sonra gece 3sabah 7birlikteyiz hep sonra uyuyor uyaniyoruz am aseninle gunler tarif edilemez bir mutlulukla dolu baksan bir ay dolmus bile :))seni cook seviyoruz aden su tatli prensesimiz

Published with Blogger-droid v2.0.6

30 Ekim 2012 Salı

8.gun ilkkontrlumuz

bugune tatli bir suprizle uyandik. gobisimi dustu. ankaraya gittigimizde odtu mimarliga gomelim dedik. neyse tum gin disardaydik adenim. sen hep uyudun aralarda emdin. once senin dr hersey yolunda dedi ama sarilik icin kan aldi of bbebegim seni aglarken duymaya dayanamiyorum. ama temiz cikti. bakalim bugunilkbanyonu yapariz seni seviyore

Published with Blogger-droid v2.0.9

24 Ekim 2012 Çarşamba

3. GÜNÜMÜZ

Tatlı Adenimm sana bunları sen içerde güzel güzel uyurken yan odadan yazıyorum... hastanede geçen 2 gündüz 1 günlük serüvenimizi anlatmak adına... Öncelikle hastaneye girişimizi yaptığımız andan itibaren anneciğin koca bir sırıtışla geziniyordu. odamıza yerleştik aylarca önceden alınan süslerimizi yerleştirdik. Başladık beklemeye ben kapıda bekledim hep bir baktım adımı söylüyorlar koştum. hasta bakıcının tepkisi garipti ilk defa koşarak geleni gördüm dedi. hoop ağlıyorsun bir dakika.... evet nerde kalmıştık. oturdum tekerlekli sandalyeye doğru ameliyathaneye biraz giriste bekledikten sonra dr Cahit bey geldi ve hani kameran dedi. ben cok istiyordum dohgumunu cekmeyi ama aklimdan ucup gitmisti. hemen tableti istettik. o arada ameliyat odasina gectik. seninle tek bedendeki son saniyelerimizdi. hisslerim netti asiri mutluluk ve merak. Spinal anestezi yapildi. ve uzandim. beklemeye basladim hep dua ettim. Aklimda tek birsey sen. korkacakmiydin disari cikinca. ne buyuk bir şoktu. canin acirmiydi.demeye kalmadi aglama sesin odayi doldurdu. aden nerde goreyim dedim dr. aaa bu erkek dedi bir espiri tabi al bakalim diye yuzume bas asagi uzatti. kulagina fisildadim. korkma annem gecti hersey cok guzel olacak ayrildik sanma ben hep yanindayim canim kizim.sonra optum optum kokladim. o ani o sihirli kokuyu omur boyu unutamam. bana bunlari yasattigin ici tesekkurler kuzucugum. seni cook seviorum

ADEN SU DOĞUM ANONSU

Aden Su ÖZSOY

Oy beni baldan tatlı kuzum dünyalara geldi :D

21 Ekim 2012 Pazar

SON GECE

Evet tatlım bu 9 aylık serüvenimizin sonuna yaklaştık. Seninle tek bedende geçirdiğimiz her an bir mucizeyi yaşamının tatlı şaşkınlığıyla uyandım her güne. Her anını içime çeke çeke sindire sindire yaşadım. sana sevgimde tıpkı küçük ayacıkların gibi günden güne daha belirgin ve hissedilir oldu. İçimde hep ufak bir korku ama kocaman bir umut ve yürekle seni bekledik yavrucuğum. Şimdi gün dönecek ve seni görebileceğim bebeğim. gerçi benim için 3mm. ken de hep var olan varlığın daha da pekişecek görselinle. birbirimizden ayrılmanın acısı bir yana seni tanımak büyük bir onur ve gurur olacak benim için.Çok özelsin çünkü en derinden biliyorum bunu annen olduğum için çok mutluyum Adenim... sevgim seni sonsuza dek korusun benim minik mucizem :) bu arada iyi şanslar tatlım dünyaya gelişin senin için kolay olsun sana gelecek acı bana gelsin.. Rahatça atlatırsın inşallah gözümün nuru

39. HAFTAMIZ

19 Ekim 2012 Cuma

22 Ekim Sezeryan tarihimiz adenim herşey yolunda giderse bi burç haritana bakıyım dediydim :))

İsim = aden su özsoy Doğum Monday, October 22, 2012 10:30:00 (time zone = GMT +2 hours) 3042, 3653 Gezegen Boylam Ev no Güneş 29 Terazi 20' 52" 10 Ay 01 Kova 58' 14" 2 Merkür 22 Akrep 50' 46" 11 Venüs 22 Başak 32' 37" 9 Mars 10 Yay 54' 33" 12 Jüpiter 15 İkizler 50' 59" R 6 Satürn 01 Akrep 58' 27" 10 Uranüs 05 Koç 39' 29" R 3 Neptün 00 Balık 28' 08" R 2 Plüto 07 Oğlak 15' 14" 1 Chiron 05 Balık 14' 55" R 3 Lilith 04 İkizler 27' 28" 6 True Node 26 Akrep 22' 37" R 11 P. of Fortune 24 Balık 02' 21" 3 Vertex 04 Aslan 33' 29" 8 Evler Boylam Yükselen 21 Yay 24' 59" Ev 2 26 Oğlak 16' 23" Ev 3 05 Balık 06' 28" Ev 4 10 Koç 12' 18" Ev 5 08 Boğa 05' 49" Ev 6 00 İkizler 46' 37" Ev 7 21 İkizler 24' 59" Ev 8 26 Yengeç 16' 23" Ev 9 05 Başak 06' 28" MC (Midheaven) 10 Terazi 12' 18" Ev 11 08 Akrep 05' 49" Ev 12 00 Yay 46' 37" DOĞUM HARİTASI ÖNSÖZ Astroloji gezegenlerin insan üzerindeki etkilerini inceleyen bir bilimdir.Fal değildir.İnsanın kim olduğu nereden geldiği ve nereye gittiğini öğrenmenin en iyi metodudur.Astroloji karakteri gözler önüne serer ve karakterde kaderi.Eğer bir insan karakterini değiştirebilirse, kaderini de değiştirebilir.Astrolojinin genel kullanım amacı karakter analizi ,mesleki rehberlik ve hastalık eğilimleridir.Anne ve babaya çocuklarını nasıl yetiştireceklerinin ipuçlarını verir.İnsanlar arasındaki uyumu gözler önüne serer. Gezegenlerden mesaj almanın 3 temel faktörü vardır..Evler,burçlar ve gezegenler.Her ev hayatımızın bir bölümünü temsil eder.Burçların evlere olan yerleşimi bizim temel huylarımızı ve hayata karşı tutumumuzu gösterir. Ve gezegenler ise evlere ve burçlara hareketleriyle bize birer mesaj getirirler.Bizlere gelişmek için gerekli olan fırsatları sunarlar.Gezegenleri bir oyunun oyuncuları olarak kabul edin.Burçlar ise her oyuncunun karakterini temsil eder. Evler ise oyunun varyasyonlarını temsil eder.Her gezegenin bir karakter enerjisi vardır.Bu enerjinin ortaya çıkabilmesi gezegenler diğer gezegenlerle yaptığı açılarla olur. Doğum haritanızı okumadan önce son sözlerimiz şunlardır.Bu doğum haritası sadece eğilimleri gösterir.Eğilimlerin farkında olarak onları lehimize çevirebiliriz.Tek ihtiyacımız olan gereken yerde gerekli iradeyi ortaya koymaktır. YÜKSELEN BURCUNUZ Yükselen burcunuz karakter özellikleri ve yaşamda başkaları ile yarışmakta kullanılan yeteneklerimizi tanımlar. Ben'i oluşturur ve bize birey özelliklerini verir. Başka insanlardan farklılığı ve toplumdan özgürlüğümüzü gösterir.İnsanlar bizi yükselen burcumuzla görürler ve bizde dünyayı yükselen burcumuz ile görürüz. Yükselen Burcunuz Yay Siz hayata iyimser gözlükle bakan, asil yaradılışlı, herkesi dost kabul eden,arkadaş canlısı,sıcak kanlı ve samimi birisiniz. Olduğunuz gibi görünmekten hoşlanıyorsunuz ve insanlara çabuk inanıyorsunuz. Mert olup onları incitmekten kaçınıyorsunuz. Haksızlık yapmak sizin için dünyadaki en son iş sayılır. BURÇLAR HANGİ GEZEGENLERDE Gezegenler taşıdıkları enerjileri farklı yollarla ortaya koyarlar.Bir oyunun aktörler gibidirler.Burçlar ise gezegen enerjilerinin yollarını tanımlar.Motivasyonu ve aktörlerin rollerini gösterirler. Güneş Terazi Burcunda (Burcunuz Terazi) Olumlu Özellikleri: Güzellik, güzel sanatlara yetenekli. Sevimlilik. Uyumluluk. Zarafet. Romantik. Diplomatik. İncelik. Çekicilik. İdealist. Tarafsız. İyi niyetli. İyi ortak. İyi siyasetçi. Kreatif ve alımlı. Akıllı. Olumsuz Özellikleri: Kararsız. Alıngan. Hafiflik. Değişkenlik. Flörtçü. Dengesizlik. Aldatabilir oluşu. Tembellik. Çabuk fikir değiştirme. Tesir altında kalmak. Ay Kova Burcunda Bağımsızlığa çok önem verirler. Hoşlarına gitmeyen şeylere asla katlanmazlar. Hoşlarına giden şeyleri de mutlaka yaparlar. Orijinal laflar, fikirler üretirler. Dil öğrenmeye istidatlıdır. Akılcı, mantıklı ve idealist olurlar. Gerçekleri arayış, yeni şeyler öğrenmek çabaları vardır. Çılgın hobileri vardır. Arkadaş olarak sevilir. Daima dostları vardır. Ama kendi ölçülerine uymayan kişiyi değersiz görür ve ilgisini keser. İyi kalpli, marhametlidir, yardım etmekten kaçınmaz, ama duygu seline kapılmadan.... Kafasındaki kişiyi bulmuşsa, ideal bir eş olur. Kıskançlığa, şüphelere düşmez. Eşinden de bunu bekler. Sevdiğini belli etmemesi, eşini çileden çıkartabilir. Merkür Akrep Burcunda Her ayrıntıyı görebilen, keskin bir görüşe sahiptir. Cin gibi uyanık ifadesi bu duruma çok uygundur. Çabuk öğrenir, hatta sanki doğuştan çok şey biliyor gibi, neyi ne zaman öğrediğini kestirmek zordur. Sezgileri kuvvetlidir. Adeta insanların içlerini okur. Maksatlarını, niyetlerini kolayca anlar. Ser verir sır vermez tiplerdir. Kafasında neler tasarladığını bilmek imkansızdır. Konuşmaları akılcı ve etkileyicidir. Az bir gayretle çok şey bilir. Adeta elektronik bir beyne sahiptir. Genellikle insanları kendinden aşağı görür. Sinirleri sağlamdır. Venüs Başak Burcunda İş konusundaki başarıyı aşkta gösteremez, aşk ve evlilikte düşlediğini bulamaz. Çünkü çok eleştirici, kusur bulucudur... Romantik duygulardan ziyade, işlerliği olan bir sevgi arar. Yanındaki kişi deyamlı bakımlı ve temiz olmalıdır. Bu tipler kendi kendilerini severler. Sık sık aynaya bakarlar. Kusursuz olmağa dikkat eder. Saygılı davrandığı için saygı görür. Tuhaf ve farklı konularda titizlikleri vardır. Çok güzel rol ve taklit yapar. Ahlaki değerlere uymayan görüş ve davranışları başkalarına ters düşebilir. Mars Yay Burcunda Yaydan fırlamaya hazır bir ok gibidir. Maceraya hazırdır. Özgürlüğünü korumasını bilir. Sürekli aktiftir. Kendi sorunları yanında başkalarının pcoblemlerine de çözüm bulucudur. Zekası çok keskin, dili de oldukça sivridir. Inandığı konulann şiddetli savuncusudur. Ateşli, coşkulu, son derece enerjik, ani sinirlenir ve öfkelidir. "Etraf ne der" diye bir sorunu yoktur. insanların onunla ilgili düşüncelerden etkilenmez, denilenlervız gelir, tırs gider... Jüpiter İkizler Burcunda Zeki, esprili ve neşelisiniz. Seyahat etmeyi seviyorsunuz çünkü tecrübe edinmek ve yeni insanlarla tanışmak istiyorsunuz. Yabancı dilleri öğrenmek ve konuşmak için doğal bir yeteneğiniz olabilir. Gergin ve dışa vurumcu enerjiniz yüzünden dolayı bazen ağır veya gereğinden fazla konuşabilir ya da tutamayacağınız sözler verebilirsiniz. Buluşçu bir zihniniz var, matematiği ve diğer soyut şeyleri sevebilirsiniz ve bunları oldukça iyi anlama yeteneğiniz var. Hayat felsefenizi, ufkunuzu ve zihninizi genişletecek şeyler aramaktasınız. Değişik dinler veya bakış açıları sizi zihinsel açıdan etkiliyor. Satürn Akrep Burcunda Ciddi, soğuk, zor açılan kapalı bir kutudur. Kendini sürekli bastırır. Duygulannı ifadede zorlanır. Aşk, sevgi, sex kökenli sorunları olur. Kıskançtır. Öc almağa yatkındır. En azından kişinin dersini verir. Belli etmesede çok güçlüdür. Kendini beğenmiş değildir. Ama sessiz ve derinden bir yönetmendir. Gizli, mistik, esrarengiz konulara ilgi duyar. Başkalarının girmekten çekindiği tehlikeli işlere girmekten çekinmez. iyi ve dikkatli bir gözlemcidir. Konulara, olaylara analizci bir gözle bakarak farklı şeyler yakalar. Sevdiği kişilerle ilgili çeşitli üzüntüler yaşar. GEZEGENLERİN EVLERDEKİ KONUMLARI Gezegenlerin sahip olduğu enerji bir çok değişken yolla ortaya çıkabilir.Evler ise bu enerjinin nasıl bir etki oluşturacağını gösterir.Eğer gezegenler bir oyunun aktörleri ise evler ise aktörlerin rollerini oynarkenki varyasyonlarını gösterir. Güneş 10.evde Sizin için önemli olan yegane şey başarılı olmak.Parlamak ve başarılarınızla hatırlanmak istiyorsunuz. Kişisel başarıya ulaşmak için güçlü bir motivasyona sahipsiniz.Hırslısınız ve kuvvetli yetenekleriniz var.Yüksek konumdaki insanlar kariyerinizi geliştirmenizde size yardım edebilir. Ay 2.evde Para ve maddeye sahiplenme... Destekleyici etkiler varsa ve de bu evde boğa burcu bulunuyorsa bol para, servet verir ve ün vermesi beklenmelidir. Maddi bağımlılık ve toplayıcılık vardır ki, neticede bu zenginlik getirir.Yemekten iyi anlar, yapmayı ve yemeği sever. Ses güzel olur. Maddi şeylere sahip olma güven verir. Aksi halde güvensiz ve sinirlidir. Merkür 11.evde Dostluklar ve arkadaşlıkları önemsersiniz.Arkadaşlarınızı fikirsel olarak anlaşabildiğiniz kişilerden seçersiniz.Orijinalsiniz.Amaçlara, ideallere ulaşma için yeni yöntemler, fikirler geliştirebilirsiniz.Araştırma ve keşfetmeye önem verirsiniz. Venüs 9.evde Muhtemelen seyahat etmeye aşık ve bu seyahatlerden kendinize fayda sağlamayı bilen bir yapınız var.Doğduğunuz yerden farklı bir şehirde,ülkede yerde oturabilirsiniz.Farklı kültürleri anlama ve öğrenme isteğiniz var.Yapancı kültürlerin müziği,resmi size hitap eder.Hukuk eğitimi size hitap eder. Mars 12.evde İç dünyada sıkıntılar ve endişeler yaşıyor.Zaman zaman duygularınızı yanlış ifade etme ve yanlış anlaşılma yüzünden incinebiliyorsunuz. Kendini savunma gayesiyle düşmanca tavırlar sergilebiliyor ve zarar görürüm korkusuyla kendine ait şeyleri saklıyorsunuz. Kendimi sessiz ve derinden giderek kabul ettiririm diyorsunuz. Aşk ilişkilerinizde dengesizlik,rahat alışkanlıklara bağlılık ve kendinize kolay kolay söz geçiremiyorsunuz. Satürn 10.evde Mesleğinde ilerlemek, zirve noktaya çıkmak, ünlü ve şeref sahibi olmak esas amaçtır. Ciddi, çalışkan ve otoriterdir. Hem zengin olmanın, hem de şöhretin peşinde koşar. Aşırı hırs tersliklere, kötü şöhrete neden olabilir. Her şeyi kaybederek yeniden başlamak zorunda kalabilir... Neptün 2.evde İçsel yeteneklerinizi tetikleyen güçlü bir hayal gücünüz ve fiziksel hassaslığınız var.Önsezileriniz çok kuvvetlidir.Güzel şeylerin kıymetini bilirsiniz.Kırk yılda bir para için endişilenirsiniz. Muhtemelen o da finansal durumunuz çok karışık olduğundadır.Jüpiter’in bu konumu size aşırı cömert veya aşırı sahtekarlık getirir.Eğer sahtekarlık mevcutsa bir çok kayıbı hile ve dolandırıcılığı tecrübe edeceksiniz.Riskli yatırımlardan kaçının ve parasal konularda tamamen dürüst olun! Plüto 1.evde Hareketli, olaylı, değişikliklerle dolu bir hayat verir. Yaşamlarının bir döneminde kendilerini tamamen değiştirirler. Olgunlaştırır. Hırslı, istediğini elde etmeğe kararlıdır ve iradesi güçlüdür. Yapıcı güç yanı sıra yıkıcılık da verir. Güzellik vermez ancak çekicilik ve etkileyicilik verir. Özelliklerini dışa pek yansıtmaz. Anlaşılması kolay değildir. Soğuk ve gizemlidirler. Gözler çok etkileyici olur. GEZEGENLERİN BİRBİRİYLE KONUMLARI Gezegenler taşıdıkları enerjileri farklı yollarla ortaya koyarlar.Bir oyunun aktörler gibidirler.Gezegenlerin birbiriyle konumları ise enerjinin harekete geçip geçmiyeceğini gösterir. Güneş Ay ile uyumsuz Bencilliğiniz ve hep kendinizi düşünmeniz çevrenin sempatisini yitirmenize neden oluyor.Tercihlerinizde kendinizle çelişirsiniz.Çünkü bilinçli olarak verdiğiniz tercihleriniz her zaman duygusal ihtiyaçlarınızla çelişir.Buna beynin kalple çelişmesi de diyebiliriz.Kendiniz iki farklı yöne çekiliyormuş gibi hissettiğinizden karar vermek sizin için zordur.Doğru şeyi yapmaya çalışır fakat doğrudan asla emin olamazsınız.İlişkilerinizde ki ana karmaşanın sebebi de budur . İnsanlar aslında ne istediğinizi asla bilemezler.Ayrıca sizde onların ihtiyaçlarını anlayamadığınızdan beklentilerini karşılayamazsınız. Kararlarınız ile duygularınız arasında bir dengeye ihtiyacınız var.Yaşam enerjiniz bir yüksek de bir aşağıdadır.Yaşam enerjiniz yüksek iken yapabileceğiniz kadar çok şeyi yapmaya çalışmalısınız.Böylece enerjiniz düşük olduğunda kendinizi yıpratmamış olursunuz.. Güneş Satürn ile harmanlanıyor. Hayatta çok olgun,çok ciddi bir birey bir izlenimi bırakıyorsunuz.Sorumluluklarınız neye mal olurlarsa olsun yapar ve sorumluluklarınızla gurur duyarsınız.Kendini kontrol eden disiplinli bir kişisiniz.Yönetici ve organizasyon yeteneğiniz var.İşlerin halledilmesi için ne yapılacağını bilirsiniz.Hayattaki eğlence sizin ilgi alanınız değildir.Doğuştan gelen bu yaradılışınız çevrenize soğuk ve duygusuz olduğunuz izlenimi bırakabilir.Kaybetme ve başarısızlığa uğrama korkusu neden çok çalıştığınızın ve eğlenceden kaçtığınızın aslında bir nevi cevabıdır.Depresyon sizin için olası bir sorundur.Her şeyi tek başınıza yaptığınızı ve yalnız olduğunuzu hissedebilirsiniz.Fakat özgür olmak size uyar hayatınızda çok kalabalığı zaten istemezsiniz.Sergilediğiniz duruşla bu söylediğim şey çok tersmiş gibi gelebilir ama öle özgür olmayı aslında seviyorsunuz..Devem etmemiz gerekirse hayat sizin için ciddi bir iştir.Sert bir disiplinci ,Hayatın kurallarını anlıyor ve oyunu kuralına göre oynuyorsunuz. Güneş Neptün ile uyumlu Hayal gücü yüksek,renkli bir kişiliğiniz var.Bir müzikal gibisiniz Metafizik konularına ilgi duyar ve yaşamı ve öteki dünyayı anlamaya çalışırsınız.Bütün dünya ve yaşayan tüm canlılarla bağlantılı olduğunuzu hissedersiniz.Sempatik,merhametli ve yardıma ihtiyacı olan kişilere yardım etmenin bir yolunu arayan bir yapınız var. Küçük bir çalışmayla bir çok fikir ve bir çok ilham kaynağı üretebilirsiniz Kendinizi gösterebilmeniz için yaratıcı işlerle uğraşmanız gerekir.Mesela musiki, dans, sinema, fotoğrafçılık gibi..Ayrıca çok idealist ve bir parça da romantik olma eğiliminiz var. Güneş Plüto ile uyumlu Kendinize ve yeteneklerinize çok güveniyorsunuz. Her türlü zorluğu yenebileceğinizi,hangi koşul altında olursanız olun hayatta kalabileceğinizi inanıyorsunuz.İradeniz sayesinde disiplinlisiniz bu nedenle başarı sizin için zor değil.Mevcut bütün yeteneklerinizi çevrenizde değişmesini istediğiniz şeyler için kullanırsınız.Bunların sizin veya diğerlerinin hakları olması tepkinizi değiştirmez.Hak aranması gerekiyorsa ararsınız.Liderlik yetenekleriniz var insanlar sizi yol göstermenizi beklerler.Zayıf karakterli ve hakkını aramaktan çekinen kişilere saygı duymazsınız.Kadere inanır,içinde bulunduğunuz konumları metanetle karşılarsınız.Sezgisel bir perspektif yeteneğiniz var.Olayların temelini hemen kavrarsınız.İnsanlar sizinle birlikteyken içgüdüsel olarak kendilerini kazanan gibi hissederler. Ay Satürn ile uyumsuz Çok hırslısınız fakat asıl problem kendinizden şüphe etmenizdir.Kendinize ve kapasitenize yeteneklerinize güvenmezsiniz.İnsanların sizden hoşlanması için gerekli şeylerin sizde olmadığına inanmışsınız.Düşük bir özsaygı ve düşük bir kendine güveniniz var.Niçin bu kadar yoğun çalıştığınızın sebebi de aslında budur insanlara kendinizi kanıtlamak istiyorsunuz.Güvensizlik ve hata yapma korkusu ile dolusunuz.Sahip olduğunuz şeyleri kaybetme korkusu yaşarsınız.Yalnızsınız ve insanlara açılmakta zorlanırsınız. İnsanların güvenini satın alabileceğinizi düşünürsünüz.Fakat bunun en kolay yolu o güveni kazanmaktır.Ayrıca önce kendinizi sevmeden diğer insanların sizi sevemeyeceğini bilmeniz gerekir.Doğum haritanızdaki en güçlü yön hatalarınızdan ders çıkarmanızdır. Şuana kadar bir çok hata yaptınız.Sizin kurtuluşunuz bilginizdir. Ay Uranüs ile uyumlu Zihniniz; yenilikçi,atik,orijinal ve hayal gücünün yanı sıra iyi bir sezgiye sahiptir.Sanata da bilmede yeteneğiniz vardır.Astrolojiye,elektroniğe ve bilgisayara ilgi duyarsınız.. Hareketlerinizde oldukça özgür ve gayri ihtiyaridir. İnsanları gevşetmek ve oyuklarınsan çıkarmak için sık sık beklenmedik ve mizahi söylemlere başvurursunuz.Sürprizlere ve heyecana ve yeni olan her şeye bayılırsınız.Özgür hissetmeyi seversiniz.Hayatınızdaki sıra dışı deneyimler ani ve beklenmedik değişikleri beraberinde getirir.Bir çok orijinal fikir ve konseptiniz ve insanlar için çok yararlı olabilecek projeleriniz vardır.Duygusal patlamalarınızın kontrol edilmesi gerektiğinin farkında olun. Merkür Venüs ile uyumlu Güzelliğin be estetiğin kıymetini bilirsiniz. İyi bir dizayn ve güzellik anlayışınız vardır.Muhtemelen iyi bir sanatçı,heykeltıraş,moda tasarımcısı,dekoratör,mücevher tasarımcısı olursunuz.Doğum haritanızdaki bu yerleşim size genellikle sanat dallarında yetenek verir.Konuşmanızda bir ahenk vardır sözcüklerinizi özenle seçersiniz. Konuştuğunuzda gergin bir ortama huzur aşılarsınız.Doğuştan diplomatsınız. Müzikten anlayan kulağınız var.Espri anlayışınız ve kişisel cazibeniz hangi şartlarda çalışırsanız çalışın size fayda sağlar.Eğer sanata yeteneğiniz olmadığını düşünüyorsanız bile kesinlikle sanata değer veren birisiniz. Mars Jüpiter ile uyumsuz Kendi isteklerlerinizi arzularınız başkalarının ihtiyaçlarından daha önde tutuyorsunuz.Bu bencil ve egoist tavırlarınız başkarı tarafından hoş karşılanmıyor. Zahmet etmek ve masraftan kaçmak istediğiniz için başkalarına yardım etmekten kaçınıyorsunuz.Başka insanlara yardım etmek tüm kişisel arzularınızı ve tutkularınız bi yana bırakıp kendiniz birilerine veya bir şeylere adamak için gereken enerjiye sahipsiniz.Sadece hangi yoldan gitmek istediğinize karar verin. Hırslı,girişken,kendine güvenli ve başarıya ulaşmak için güçlü bir tutkunuz var.Her zaman yeni fırsatlar yeni olanaklar yeni deneyimler ve yeni bilgiler arayışındasınız..Risk almayı seversiniz risk almanın sizi bir adım öne geçirebileceğini düşünürsünüz.Fakat kötü seçim ve şansa karşı tedbirli olmalısınız.Kumardan uzak durun çünkü sizi zehirleyebilir. Kendinizi zorlama eğilimindesiniz. Ne kadar başarırsanız başarın tamamıyla tatmin olmazsınız.Her zaman daha fazla yapabileceğinize inanır ve istersiniz.Hareketleriniz planlamalısınız böylece acele etmez kazaları ve dikkatsizliklerinizi önleyebilirsiniz.Yarışmayı ve meydan okumayı sever her zaman yenmek den daha fazlasını istersiniz.Hayat böle zamanlarda sizin için bir oyundur.Eğer yanınızdakilerle rekabet etmek yerine uyum içinde çalışıp yardımlaşmayı öğrenebilirseniz.Eminim ki sizin için daha faydalı olacaktır. Potansiyel atletik yeteneğiniz olmasına rağmen geliştirilmeye ihtiyacı vardır.Büyük başarı için kendinizi disipline etmeniz gerekiyor. Mars Uranüs ile uyumlu Dinamik ,kararlı,hızlı bir yapınız var.Her türlü durum karşısında hızlı hareket etme ve karar verme yeteneğiniz vardır.Güçlü bir enerji,zamanlama,reflex ve rithim gerektiren fiziksel aktiviteleri seversiniz.Sizde yaşama enerjisi bolluğu var.Projelere liderlik etmek ve başkalarına ilham vermek sahip olduğunuz özelliklerdir. Başkalarının yaşamındaki doğru ve yanlışları izler ve kendinize ders çıkarırsınız.İyi bir sezginiz var sadece onu biraz daha çok dinlemelisiniz.Kişisel bir mıknatısınız var lider olabilirsiniz belki güçlü önsezileriniz size ayna olabilir. Jüpiter Yükselen ile uyumsuz Diğer insanlarla işbirliği yapmayı öğrenmelisiniz.Diğer insanlar sizi ben merkezcil ve egoist görebilirler.Diğer insanlara birazcık daha yardım ederseniz büyük fırsatlar elde edebilirsiniz.Yeni fikirlere karşı daha tolereli olun,hatalar ve insanlardaki noksanlıklarda insanlarla iletişim halinde olun.Kendi kabuğunuza çekilmeyin.Yeme ve içmede aşırıya kaçmamaya çalışın. Satürn Neptün ile uyumlu Hayatınızda fedakarlık edip sıkı çalışarak başkalarına hizmet ederek yüksek ruhsal amaçlarınıza ulaşabilirsiniz.Başkalarının ihtiyaçları gidermek adına kendi ihtiyaçlarınızı bir kenara bırakabilirsiniz.İdealistsiniz.Hayalleriniz ve umutlarınız her ne ise sıkı çalışarak onlara ulaşabilirsiniz.Pratik yaratıcılık sizin yeteneğiniz. Satürn Plüto ile uyumlu Eğer isterseniz Reform,yenilenme,kişisel gelişim sizin için muhtemeldir.Hayatınızda bir çok değişim olasıdır.Bütün değişimler sizin olgunlaşmanız için ihtiyacınız olan dersler gibidir.Zor zamanlara göğüs gerecek disiplin sizde var.İnsanlar sizi lidermişsiniz gibi görürler çünkü sizi düşüncelerini kontrol edebilen,dürüst,disiplinli ve güvenilir bulurlar.Başarıya giden yolda yavaş ilerlerken kendinizi çok iyi hissedersiniz.Yalnız olmayı seversiniz çünkü başkaları sizin kafanızı karıştırabilir diye düşünürsünüz.Sizin başkalarından bişey öğrenmeniz çok zordur zira siz kendi deneyimlerinizden ders çıkarmak istersiniz. Uranüs Plüto ile uyumsuz Özgür olmayı öğrenmede zorluklar yaşıyorsunuz.Kendine güvenmenin sizin için iyi bir fikir olduğunu biliyorsunuz.Aynı zamanda başka insanlara güvenmek sizin için kolaydır.Çok duygusalsınız ve sevdiğiniz insanlara güvenme ihtiyacı duyuyorsunuz.Hayatınızda daimi ve değişen şeyler sizi huzursuz ve güvensiz hissettiriyor buda neden diğer insanlara bu kadar şiddetle güvenme isteğinizin cevabıdır. . DOĞUM HARİTASI SON SÖZ Bu raporda sunulan astrolojik tahminler verdiğiniz doğum tarihi,zamanı ve yerinin doğru olduğu varsayılarak oluşturulmuştur.Doğum saatinizde yaz saati uygulamasından dolayı oluşacak 1 saatlik bir farkın bile ev konumlarınızı ve yükselen burcunuzu değiştireceğini unutmayın. Açıkça belirtmek isteriz ki siz burada anlatılanlardan çok daha karmaşık bir bireysiniz. Umuyoruz ki Burada yazdığımız birkaç sayfalık özetinizin kim olduğunuz ve kim olacağınız ve hayatta neler yapmanız konusunda size rehberlik edecektir.

10 Ekim 2012 Çarşamba

Bak Adenim haloska sana neler almis

Evet tatlim halan bugun sirf senin icin alanyaya gitmis ve bebek telsizinle sac tokalari filan almis hepside cook gusel. Gule gule kullan bebekim

Published with Blogger-droid v2.0.9

37.Haftamız

Published with Blogger-droid v2.0.9

36.Haftamız

Published with Blogger-droid v2.0.9

4 Ekim 2012 Perşembe

orgu oyuncaklar ;))

Adenim artik okadar agirim ki haftada bi gun disari ancak cikabildim genelde evdeyim ve dinleniyorum. Sana bir suru oyuncak orucem bak bir kaci burda ;))  of cook az kaldi seni cook merak ediyorum gerci ayaklarin her dakika disari firliyor ya hihihi. Ay birde hickirik tutuyor pek tatlidir annesinin kuzusu aden su :)))

Published with Blogger-droid v2.0.9

29 Eylül 2012 Cumartesi

kendime not Yenidogan Bakimi. son 3 haftamiz

Yenidoğan Bebek

Yenidoğan bebeğiniz, dış dünyaya uyum sağlamak için birkaç haftalık bir

süreye ihtiyaç duymaktadır .İlk haftarda, ne zaman ne yapacağını önceden

kestiremezsiniz. Bazı günler daha aktif, bazen sessiz olacaktır.

Yenidoğan bebek neler yapabilir?

Yenidoğan bebek çok ağlayabilir, huzursuzluk gösterebilir

Solunumu düzensiz olabilir

Aksırabilir, kusabilir

Sık sık irkilebilir

Bebekler birbirine benzemez, her bebeğin farklı karakter özellikleri vardır. Örneğin, bazı bebekler

daha sakin, uyumlu olur, gereksinimlerini kolayca tahmin edebilirsiniz. Bazı bebekler ise zordur,

beslenme ve uyku saatleri düzensizdir, sakinleştirilmeleri daha zordur.

Emzirme

Kendiniz ve bebeğiniz için sakin, rahat bir yer bulun.

Bebeği, kucağınızda yüzü size dönük olacak şekilde tutun

Meme ucunu bebeğin yanak veya alt dudağına değdirip ağzını açmasını sağlayın ve memeye

tutturun

Emerken , sadece meme ucu değil, çevresindeki koyu renkli bölüm de bebeğin ağzı içinde

olmalıdır. Aksi halde, emme meme başında çatlaklara yol açar ve canınız yanar.

Emzirme bittiğinde, bebek memeden ayrılmıyorsa, ağzına küçük parmağınızı vererek meme

başını bebeğin ağzından çıkarın, böyle yapmazsanız canınız yanabilir.

Her emzirmede, bebeğin önce bir taraftaki sütü bitirmesini sağlayın, daha emmek istiyorsa öteki

memeden verin.

Yenidoğan bebek, 24 saatte 8-12 defa, yani 2-3 saatte bir , emmek isteyebilir Ama, korkmayın, bu

sıklık giderek azalacaktır!

Emziren annenin meme başlarının temizliği için su kullanması yeterli olacaktır.

Emzirmeler arasında, göğüslerden süt akabilir, meme başlarını kuru tutmak için ped kullanmak

gerekecektir

Göğüsler şiş ve ağrılıysa ne yapmak gerekir?

Bebeği daha sık emzirin

Ilık bir duş alın veya göğse ılık havlu uygulayın

Göğüste hasasiyet, kızarıklık varsa, grip olmuş gibi hisediyorsanız, doktorunuzu arayın

Gaz Çıkarma

Bebeğin emerken yuttuğu havayı çıkarması, onu rahatlatacaktır. Emzirmenin ortasında ve

sonunda gazını çıkarmak uygun olur, çünkü yuttuğu hava bebeği rahatsız ederek daha fazla

emmesine engel olabilir.

Gazını çıkarmak için, bebeği omzunuzun üstüne veya kucağınıza yatırın veya kucağınızda oturtun,

usulca sırtına vurun veya sırtını sıvazlayın.

Çoğu bebek, gaz çıkarırken emdiğinin bir kısmını da çıkarabilir. Bu gerçek bir kusma değildir,

endişe etmeye gerek yoktur. Sadece kendi giysinizi bir mendille korumanız yeterli olacaktır.

Göbeğin Bakımı

Enfeksiyon gelişimini önlemek için göbek kordonunu temiz tutmak gereklidir. Bunun için; her bez

değişiminde, alkol veya doktorunuzun önerdiği başka bir antiseptik solüyona batırılmış bir kulak

temizleme çubuğuyla kordonun özellikle tabanını silmelisiniz. Bu işlem, bebeğin canını yakmaz .

Göbek düşene kadar, bebeğin bezini göbek kordonu dışarda kalacak şekilde aşağıdan bağlayın.

Bebeği suya sokarak banyo yaptırmayın, sadece silin.

Alt Bakımı

Yenidoğan bebeğiniz, günde 6-8 bez ıslatabilir ( Neyse ki bu sıklık sonradan azalacaktır ).

Bazı bebekler günde bir kaka yaparken, bazıları her emme sonrası yapacaktır, her ikisi de

normaldir.

İlk günlerde koyu yeşil, siyah renkli olan gaita, sonraki günlerde sarı- yeşil,

yumuşak kıvamlı bir şekle dönecektir ( Bebeğin yumuşak ve sulu gaita

yapması normaldir, ishal anlamına gelmez ) Mama ile beslenen bebekler daha

kıvamlı gaita yaparlar.

Bez kirlenince hemen değiştirerek, bebeğinizin altını iyice temizleyerek pişikleri önlemiş

olursunuz.

Altında kızarıklık olursa,temizleyerek havada kurutmaya bırakınız. Doktorunuzun önerdiği çinko

oksit içeren kremlerden kullanabilirsiniz.

Kız bebeklerde alt temizliğini mutlaka önen arkaya doğru yapın. İlk birkaç hafta beyaz bir akıntı

olabilir, bu normaldir.

Erkek bebeklerde, sünnet derisini geriye çekip temizlemeye çalışmayın.

Giyim

Bebeği mevsim koşullarına göre, kendinizin nasıl bir giysiyle rahat edeceğini

düşünerek giydirin.

İnce bir tişörtle gezerken,bebeği kışlık battaniyelere sarmayın! Aşırı giydirme

ve sarma bebeği huzursuz eder.

Elleri ve aykakları genellikle soğuk olacağından, bebeğin üşüyüp üşümediğini göğüs veya

sırtından kontrol edin.

Güvenlik

Yenidoğan bebek bile hareket eder, asla kanape, alt değiştirme masası gibi bir yerde yalnız

bırakmayın. Yanından ayrılacaksanız, ya yatağına koyun ya da bebeği de götürün.

Geniş kenarlı bir şapkayla bebeği güneşten koruyun.

Bebeğin yannda sigara içmeyin, içilmesine izin vermeyin . Sigara içimine maruz kalan bebeklerde,

solunum yolu ve kulak enfeksiyonları sıklığı artmaktadır.

Bebek kucağınızdayken veya emzirirken asla sıcak içecekler içmeyin.

Yatırırken yüzüstü yatırmayın.

Başka bir küçük çocukla bebeği yalnız bırakmayın.

Boğulmanın önüne geçmek için bebek yatağında yastık, büyük oyuncak, plastik poşet türü şeyler

bulundurmayın.

Araba yolculuklarında bebeğin yaş ve kilosuna uygun araba koltuğu kullanın. Yenidoğan bebeğin

rahat etmesi için, kenarlardan rulo yapılmış havlularla destekleyebilirsiniz.Araba hareket

halindeyken, ağlayan bebeği sakinleştirmek veya emzirmek için koltuğundan almayın, gerekirse

aracı durdurun. Asla bebeği tek başına arabada bırakmayın.

Gelişim

Yenidoğanın beş duyusu günden güne gelişmektedir. Başı büyük ve ağırdır, boyun kasları

güçsüzdür, desteklenmesi gerekir.

Yenidoğan Bebeğiniz Neler Yapabilir?

Karın üstü yatarken başını kısa süre kaldırabilir.

Oturtulursa başı düşer.

Yaklaşık 20 cm’ lik bir mesafeyi görebilir.

En çok yüzlere ve parlak, kontrast renklere bakmayı sever.

Şiddetli sesleri duyar ve irkilir.

Sesinizi duymaktan hoşlanır, konuşarak onu sakinleştirebilirsiniz.

Tat ve koku alır, hisseder.

Annesinin kokusunu tanır.

Bebeğe Destek Olmak İçin Siz Neler Yapabilirsiniz?

Bütün bebekler sevgi ve sıcaklığa gereksinim duyar. Onu kucaklayarak şımarttığınızı düşünmeyin!

Sık sık kucaklayın, sarın, sevginizi gösterin.Gereksinimlerini zamanında karşılayarak temel güven

duygusunu geliştirin. Ağlayınca karşılık gören, sıkıntısı giderilen bebek hayata güvenli bir

başlangıç yapacak, özgüven geliştirecektir.

Tutarken elinizle başını destekleyin.

Yüzünüzü görebilmesi için bebeği yakın tutun.

Ona parlak, kontrast renkli cisimler gösterin.

Onunla konuşun, ninniler, şarkılar söyleyin.

Uyku

Bebeklerin uyku düzenleri farklılık gösterir. İlk aylarda genellikle günde 15-18 saati uykuda

geçirecektir.

4 saatte 30 dakika kadar uyanık olabilir.

Gece ve gündüz farkını bilmez ( Anne ve babalar için en kötü haber ! )

Zamanla belli bir uyuma ve uyanma düzeni oluşacak, gündüzleri 1-3 saat kadar, geceleri 3-6 saat

kadar uyumaya başlayacaktır.

Bebek uyurken yan veya sırtüstü yatırılmalıdır.

Bebek gece sık uyanacağından, annenin de gece gündüz demeden, bebek

uyurken, en azından dinlenmeye çalışması iyi olur. Bebeğin uykusu sırasında

ev işlerini halletmeye çalışan anne, gece de uykusuz kalırsa bu tempoya dayanması güç olacaktır.

Gece ve gündüzün farkını anlaması için bebeğe destek olun. Gündüz uyanık olduğunda onunla

oynayın, konuşun, uyarı vermeye çalışın.Gece ise mümkün olduğunca sessiz, sakin olun, bebeği

fazla uyarmayın, onunla oynamayın.

Ağlama

Ağlama bebeğin sizinle iletişim kurma yoludur, buna üzülmeyin, bebekler ağlar çünkü henüz

konuşamazlar!

İlk haftalarda bebekler günde 2-3 saat ağlayabilirler.

Hatta, ilk 6-8 hafta boyunca ağlama giderek artar.

Bazı bebekler uykuya dalmadan önce 10-15 dakika ağlarlar.

Farklı nedenlerle farklı ağlamalar olabilir.Zamanla, bunu ayırt etmeye

başlayacaksınız. Ancak her ağlamanın da belli bir nedeni olmayabilir, bazen

bebek nedensiz de ağlayabilir.

Bebeğin ağlamasına hemen yanıt verirseniz, sizin yanında olduğunuzu bilecektir.Böyle davranarak

bebeği şımartmış olmazsınız.

Yenidoğan bebeğiniz ağlayınca; karnını doyurma, altını değiştirme, kucaklayıp

sakinleştirme seçeneklerinin hepsini denediyseniz ve halen ağlıyorsa , bir süre

yatağına koyup sakinleşmesini bekleyebilirsiniz. Sakinleşene kadar gözlem altında

tutmayı unutmayın. Zamanla hangi ağlamada ne yapmak gerektiği konusunda deneyim kazanıp

sizden sonra anne- baba olanlara öğüt vermeye bile başlayacaksınız

Published with Blogger-droid v2.0.9

28 Eylül 2012 Cuma

b

Gazi Üniv. Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı

1. Yeni doğanın doğar doğmaz emmeye başlaması öneriliyor. İlk 24-48 saatte anne sütünün çok az ve yetersiz olması halinde, bebekte hipoglisemi ve başka sorunlar olur mu? Olursa bunu önlemek için ne yapmalıdır? Miadında yeni doğanların, annenin sütü ilk 48-72 saatte yetersiz bile olsa vücut depoları yeterli olduğundan şekerli su, mama gibi bir desteğe gereksinimleri yoktur.

Ama prematüre, intrauterin gelişme geriliği olan bebekler hipoglisemi ve diğer sorunlara daha eğilimlidirler. Böyle bebeklerin kan şekeri izlemi yapılmalı; yapılamıyorsa anne sütü miktarı artana kadar birkaç gün aralıklı ağızdan 10 dekstroz ya da uygun formül mamalar verilmelidir.

2. Yeni doğanın göbek bakımı nasıl yapılmalıdır? Yenidoğanın göbek bakımı için alkol, betadine, battikon gibi solüsyonlar kullanılabilir. Hiçbir şey sürülmemesini önerenler de vardır.

3. İlk banyo için önerilen zaman ve sıklığı ne olmalıdır? Doğumdan hemen sonra bebeklerin yıkanmaması önerilmektedir. Yalnızca annede HIV pozitifliği, genital herpes, hepatitis B antijeni pozitifliği varsa bebek doğumdan hemen sonra yıkanmalıdır. İlk banyo için göbeğin düşüp düşmemesi engel değildir. Bebek annesiyle hasta- neden eve gittiğinde ilk banyosu yaptırılmalıdır. Uygun koşullar varsa bebek her gün, yoksa günaşırı yıkanabilir.

4. Tüm bebekler için ek vitamine gereksinim var mıdır? Yaz bebeği olsa da Varsa ne kadar süre devam edilmelidir? Anne sütü alan her bebeğe bir yaşını doldurana kadar yalnızca D vitamini verilmelidir. Yaz bebeği olması bunu etkilemez.

5. ilk 4 ay, su da dahil, anne sütü alan bebeklerde, ek gıda önerilmiyor. Bunu bozan sıradışı durumlar nelerdir? Annenin süte geçen, bebeğe zarar verebilecek ilaç kullanması, ağır hastalığının olması dışında anne sütüne ek olarak ilk 4 ayda mama verilmesi gereksizdir. izlemlerde kilo alımı yetersizse ek mama düşünülebilir.

6. Yenidoğanda kabızlık neye bağlı olur? Tedavide izlenecek yol ne olmalıdır? Yeni doğanda kabızlık seyrek görülür. Kabızlığın tanı- mı önemlidir. Haftada iki defadan daha seyrek ve sert kıvamlı kaka yapmak kabızlık kabul edilmelidir. Anne sütü alan bebeklerde 6. haftadan itibaren günlük kaka yapma sayısı azalabilir. Tek başına bu yakınma kabızlık değildir. Yalnızca anne sütü alan bebek gerçekten kabız ise en sık neden anal fissürdür. Mama değişikliği ya da tek başına ticari mama ile beslenme kabızlığa neden olmaktadır. Karın şişliği, kusma, beslenme bozukluğu, aralarda ishal dönemleri olmadıkça megakolon gibi hastalıklar düşünülmemelidir. Zeytinyağı verilmesi, anal bölgenin nazikçe uyarılması geçici çözümlerdir. Zeytinyağının aspirasyon riski, anal bölgenin uyarılmasının da travmatik olabileceği unutulmamalıdır. Anal fissür varsa sıcak oturma banyosu, anal bölgeye anestetik anestol pomatlar ve çok sert kaka yapıyorsa laktüloz içeren şuruplar duphalac verilebilir.

7. Anne sütü için yetersiz tanısı koymada kesin ölçütler nelerdir? Gerçekten yetersiz ise beslenme nasıl olmalıdır? Anne sütünün yetersizliğine vücut ağırlığı izlemleriyle karar verilmelidir. Günlük 20-30 gr/kg artış sağlanamıyorsa, grafikte düşüş görülüyorsa ek besin başlanabilir. Ekonomik durumları uygun ailelerde ilk 4 ay için ticari mamalar uygundur. Evde anlık hazırlanan meyve suları elma, üzüm, şeftali, mandalina, portakal gibi ve yoğurt ilk 4 ayda uygun ek besinlerdir. inek sütü çok zorda kalmadıkça önerilmemelidir.

8. Emzik ve biberon kullanımı neden önerilmemektedir? Emzik kullanımının anne sütünü erken bırakmaya neden olduğu yönünde yayınlar olmakla birlikte, emziğin bebekte endorfin benzeri endojen maddelerin salınımına neden olarak bebeğin uykuya dalmasını hızlandırdığı, huzursuzluğunu azalttığından da söz edilmektedir. Prematüre ya da gelişme geriliği olan, uyuklama, kısa süre emme gibi sorunları olan bebeklerde de emzirme öncesi 10 dakika emzikle uyanıklığın ve emme alışkanlığının sağlanması da önerilmektedir. Anne sütü ile birlikte biberon verilmesinin anne sütünden erken ayrılmaya neden olduğu düşünülmektedir. Verilecek ek besinler biberonla değil de kaşıkla verilmelidir.

9. Meme bakımı nasıl yapılmalıdır, önemi nedir? Annenin meme bakımı için günlük vücut temizliği, duş, banyo yeterli bulunmaktadır. Her emzirmeden önce temizlik şart değildir. Memede kalan anne sütünün orada antimikrobial etkinlik gösterdiğinden de bahsedilmektedir. Eğer çatlak, irritasyon gibi bir meme başı sorunu varsa uygun pomatlar kullanılmalı, ama emzirme öncesi silmeyi unutmamalıdır.

10. Çalışan anneler anne sütüne nasıl devam ede- bilir, sağılan süt sağlıklı olarak nasıl saklanmalıdır? Çalışan anneler en az 4 aylarını doldurana kadar tek başına anne sütü vermeye özendirilmelidirler. Yarım gün çalışan annelerde daha kolay olmakla birlikte, tam gün çalışan anneler de sütlerini sağıp bırakabilirler. Anne sütünün 3-4 gün süreyle buzdolabında, 6-12 saat oda sıcaklığında etkisini kaybetmeden, bozulmadan korunabileceği bilinmelidir

Published with Blogger-droid v2.0.9

Son hazirliklar

Cantalarimizi ayirdik ve hazirladik. Ilk gunler icin besigini de hazirladik. Babisin isi nedeniyle Alanyadayiz. Buraya besigini bazi kiyafetlerini ve pusetini getirdik.  Zaten iki ay sonra evimize doneriz umarim . Seni merakla bekliyoruz. 20 ile 24u arasi ekim ayi icinde olacak insallah :))

Published with Blogger-droid v2.0.9

17 Eylül 2012 Pazartesi

NASIL BİR EBEVEYN OLMALIYIM?

Burda yazılanlar daha çok kendime bir derleme Adenim... bazen zorlanırsam destek amaçlı bir kaynak diyelim..nasıl yöntemler kullanılıyoru araştırırken bulduklarım: MONTESSORİ YÖNTEMİ: M. Montessori, çocukta özel bir yeteneği kazanmayı sağlayan ve bu yeteneğin kazanılması ile son bulan duyarlılık dönemlerini keşfetmiştir. Bu duyarlılık dönemlerinin gereklerine göre davranılmayınca yeni bir yeteneği keşfetme olanağı yitirilecektir. Elbette bu yetenek daha sonra tekrar kazanılabilir ancak duyarlı dönemlerde olduğundan çok fazla çaba gerektirir. Bu duyarlılık aşamaları ve yaş dönemleri şöyledir: Hareket (0-1 yaş), dil (0-6 yaş), küçük nesneler (1-4 yaş), düzen (1-2 yaş), müzik (2-6 yaş), zarafet ve kibarlık (2-6 yaş), duyuların incelik kazanması (2-6 yaş), yazı yazma (3-4 yaş), okuma (3-5 yaş), uzamsal ilişkiler (4-6 yaş), matematik (4-6 yaş). Bu duyarlılık dönemlerinde çocuk yetişkinin bilinçli zihninden farklı olarak “emici zihin” olarak adlandırılan bilinçsiz bir aşamada öğrenecektir. Çocuk, duyarlılık dönemlerinde bu konuları çok daha kolaylıkla öğrenebileceği için Montessori anaokullarında akademik çalışma önemlidir. Duyarlı aşamalarda emici zihin yoluyla öğrenmeye en güzel örnek, bir çocuğun anadilini öğrenmesidir. Dil için duyarlı aşama olan 0-6 yaş döneminden sonra öğrenilecek herhangi bir dil ne anadilin kolaylığıyla ne de onun kadar iyi öğrenilebilecektir. Oysa 0-6 yaş döneminde çocukların 2-3 dili birden kolaylıkla öğrendiği görülmektedir. Montessori Metodu çocuğun bağımsızlığına büyük önem verir. Çünkü özgürlüğü iyi kullanabilmek için bağımsızlığa ihtiyaç vardır. Bu nedenle, Montessori eğitim çevresi de çocuğa bağımsızlık kazandıracak şekilde tasarlanmıştır. Çocuğa yetişkinlerce yapılacak gereksiz yardım, onun bağımsızlık kazanması önündeki en büyük engeldir. Oysa yetişkinlerin büyük çoğunluğu, çocukların kendi başına birçok eylemi gerçekleştiremeyeceğini düşünerek onlara yardım eder, yapamayacağını düşündükleri eylemlerde ise onları engellerler. Bu bir yandan çocukları yetişkine bağımlı kılarken bir yandan da onların kendiliğinden etkinliklerini yok eder; kendilerini ve çevrelerini keşfetmelerini engeller. Bu nedenle Montessori öğretmeni sınıfta pasiftir ve çocuğa gereksiz yardımda bulunmaz. Güzümüzde anaokulları Montessori Metodu’ndan etkilenerek çocuk boyutunda tasarlanmış sınıf mobilyalarını kullanmaktadır. Bu uygulama çevrenin çocuğa değil, çocuğun çevreye hakim olmasını sağlayarak ona bağımsızlık kazandırır. Ancak Montessori Metodu’nda bu uygulama sadece mobilyalarla sınırlı değildir. Hatanın kontrolünü içeren materyaller, duvarlardaki pano, resim vb.nin göz seviyesine asılmış olması, çocukların yemek saatlerine aktif olarak katılarak sofranın hazırlanmasına, toplanmasına ve yemek sonrası temizliğe katkı sağlamaları, sınıfın temizliğinden sorumlu olmaları çocukların çevreye hakim olmalarına ve bağımsızlık kazanmalarına katkı sağlayan önemli uygulama örnekleridir. Aynı uygulamaların ev yaşamında da yapılması gerekmektedir. Özellikle küçük çocuğun yetişkin yardımına olabildiğince az ihtiyaç duyacağı bir ev çevresi yaratılmalı ve çocuk eylemlerini kendi başına yapması için özgür bırakılmalıdır. Metodun okul öncesi ve ilkokul aşamalarında en önemli unsurlarından birisi özel olarak tasarlanmış materyallerdir. Bu materyaller öz kontrol yoluyla oto eğitime yol açar ve ardıl etkinlikler aracılığıyla çocuğun uzmanlaşmaya doğru yol almasına yardım eder. Materyallerin her biri hatanın kontrolünü içerdiği için çocuk öğretmen yardımı olmadan kendi başına çalışabilmektedir. Öğretmen yeni bir materyal için hazır olan çocuğa, özel bir sunum yöntemiyle materyali tanıtır. Bu tanıtım materyalin raftan alınmasından, daha sonra kullanacak öğrenci için rafa uygun bir şekilde geri yerleştirilmesine kadar tüm aşamaları içerir. Öğretmen materyali sunduktan sonra çocuk bu materyalde uzmanlaşana kadar kendi başına veya kendiliğinden oluşmuş küçük gruplarla beraber çalışacaktır. Öğretmen ise çocuğun çalışmasını gözlemleyecek ve kaydedecektir. Montessori materyalleri günlük yaşam, duyusal, kültür, dil ve matematik müfredat alanlarına göre çocukların ulaşabilecekleri raflarda, basitten karmaşığa doğru yer alırlar. Montessori sınıfında her materyalden yalnızca bir set vardır. Bu çocuklar arasında, açıkça talep edilmediği halde bir birlik ruhu geliştirir. Çocuk başkasının çalıştığı bir materyalle çalışmak için, onun işini bitirmesini beklemek ya da kullanmak için izin istemek zorundadır. Bu durum çocukların sürekli aynı materyallerle çalışmasını da engeller. Ortalama 25 kişinin bulunduğu bir okul öncesi sınıfında herkes farklı materyallerle çalışacağı için, çocuğun, materyallerin arkadaşları tarafından kullanımını izleme fırsatı da olacaktır. DOĞAL EBEVEYNLİK VE NAOMİ ALDORT’UN YAKLAŞIMI Kavramın kurucularından Doktor William Sears’in orijinal ifadesi “ Attachment parenting” yani doğal ebeveynlik tanımı şöyle: “Ebeveynlik daha önce hiç gitmediğimiz bir ülkeye yolculuk gibi. Ülke hakkında rehber kitaplar okur, daha önce oraya gidenlerden bilgi alırız. Ancak o ülkeye vardığımızda oranın rehber kitaplarda olduğundan çok daha farklı olduğunu, bazen harika vakit geçirip, bazense ilk uçakla geri dönmek istediğimizi fark ederiz. Bebeğimiz doğduğunda da bazı şeyleri okuduklarımızdan tanısak da bazen sanki bambaşka bir yolculukta hissederiz kendimizi. Ancak nasıl yolculuk, o ülkede kaldıkça, çevreyi keşfettikçe kendimizi daha rahat ve daha iyi hissetmekse, ebeveynlik de bir anlamda bebeğimizi tanıyıp, onun sözsüz verdiği ipuçlarını anlayıp cevap verdikçe hem kendimiz hem de bebeğimiz hakkında öğrendiğimiz bunca şeyle yepyeni bir dünyaya kapı açmamızdır.”Doğal ebeveynler neler yapıyor ? -Çocuklarının kendi ihtiaçlarını en iyi kendilerinin bildiğini düşünüp ona göre hareket etmeye özen gösteriyorlar. Yani doğal ebeveynler çocuklarını gerçekten dinliyorlar. -Türkiye için çok yeni bir tartışma olsa da yeni doğan bebeklerine aşı vurulmasına belirli yaşa kadar izin vermeyip, erteletebiliyorlar. -İlk 3 yıl çocuklarıyla uyuyor ve anne-çocuk bağının önemine ciddi bir şekilde inanıyorlar. -Bebeklerini maksimum sürelerde emzirmeye çalışıyorlar. -Katkı maddesi ve koruyucu madde içeren gıdaları evlerine sokmuyorlar. FERBER YÖNTEMİ Bebeğimize rutini uyguladıktan sonra, makul bir saatte bebeğimizi yatağına koyuyoruz. Ona iyi geceler diliyoruz. Hatta anahtar bir kelime belirleyip her gece bu kelimeyi özellikle kullanmaya dikkat ediyoruz. Uyku, dodo, ne olursa.. Sonra kapısını kapatıp odadan çıkıyoruz. Birkaç dakika sonra bebek ağlamaya başlayacak. Çünkü daha önceki yöntemleri istiyor olacak. İşte burada çok kararlı olmanız lazım. Bebeğiniz 3-6 ay arasındaysa, bu ağlama seansları çok uzun sürmeyecektir. Bize düşen ise, saat tutarak her 5 dakikada bir odaya girmek, herşeyin yolunda olduğunu görmek. Elinize almayın. Ben şşşşş sesi çıkartıyorum, sakinleşiyor. İçeride kalma süresi en fazla 1 dk sürmeli. Sonra tekrar çıkıyoruz. Bir sonraki ziyaret 6 dakika sonra olmalı. Daha sonraki 7dk.. Bu şekilde gidiyor.Alp'e bunu uyguladığımızda, Alp ilk gün 15 dakika ağladı. Sonra uykuya daldı. Bir sonraki gün 20 dakika ağladı. (2.gün çok uazayabiliyor). 3. gün ise sadece 5 dakika ağladı.4.günde sadece mız mız yaptı, ağlamadı. O zamandan beri yatağına bırakınca ağlamıyor, sadece bazen mız mız ediyor ama kendi kendine uykuya geçiyor.Biz Türk milletine bu yöntem genellikle çok ters geliyor. Çocuk ağlatılmaz denir hep. Ama bu yöntemi uyguladığınızda olan şey, bebeğiniz kendi kendine uykuya dalmayı ögreniyor. Bunu çok küçükken yaparsanız, bebeğiniz sabah gülücüklerle uyanıyor. Psikologlar, yöntemin hiçbir zararının olmadığını söylüyorlar. İnşallah öyledir!Bu arada bebeğinizin gece uyanmaları devam edecektir. Ancak bu metodu uygulamaya başladıktan sonra, yavaş yavaş uyanmaların saati ileri kayacak ve zaman içinde yok olacaktır. Bu gece uyanmaları için şunu yapabilirsiniz: Eğer gece hala besliyorsanız, yavaş yavaş beslenmelerin miktarını azaltın. Meme veriyorsanız, dakika yöntemi ile, biberon ise ml olarak azaltın. Merak etmeyin, azaltılan miktar yavaş yavaş olduğu sürece, gündüz beslenmesine eklenecektir. Ama birden kesmeyin, bu fazla haşin bir yaklaşım olur. Eğer bebek 2 kez uyanıyorsa bunu önce 1 keze indirip sonra da yok edebilirsiniz. Bu uyanmalarda ise, bebeği uyutmak için yine eski yöntemlere dönebilir veya yine Ferber metodu uygulayabilirsiniz. Ama gecenin bir saatinde, ev cok sessizken bebeğin ağlamasına tolere etmek cok zor. Alp'de durum şöyleydi: Alp geceleri kalkmaya devam ediyordu, ben de beslemeye. Ama süreyi azaltıp sonunda 5 dk'ya indirdim. Sonra Alp kalkmayı kendiliğinden ileri saate alıp yok etti. Fakat neden bilmiyorum, 1 hafta sonra tekrar uyanmaya başladı. Bu yüzden karar verdik. Artık meme için uyanmadığına göre, alışkanlıktan olabilirdi. Tekrar Ferber uyguladık. 1.gün 15dk, 2.gün 35 dk, 3.gün ise 5 dk ağladı. Artık uyanmıyor. Arada sırada 6'da uyandığı oluyor ama sonra geri uyuyor. Kendisi uykuya dalmayı öğrendiği için problem olmuyor. Gece uykuları düzene girince, gündüz uykularında da aynı şeyi yapmaya başladık. Hiç sallamadan, rutinini uygulayarak, daha kısa, Alp'i yatağına bırakıyoruz. Alp bazen itiraz ederek, bazen etmeden uykuya dalıyor. Oldu ki itiraz etti, ağlıyor, o zaman fazla ağlatmadan alıp, "demek uyumayacaksın" diyoruz. İçeri götürüyoruz, 15 dk sonra tekrar koyuyoruz yatağına. Bu genelde işe yarıyor. Ferber metodunda önemli bir nokta: Dayanıklı olmanız şart .Eğer bebeğiniz 30 dk ağladıktan sonra dayanamayıp yataktan alırsanız, bir daha bu eğitime vermeye karar verdiğinizde bebeğiniz en az 30 dk ağlayacaktır. Çünkü siz ona "30 dk ağlarsan seni alırım, pes ediyorum" mesajını vermiş oluyorsunuz. Bu yüzden kararlı değilseniz, siz veya eşiniz dayanamayacaksa lütfen bunu yapmayın.. Buna kartopu etkisi deniyor. 30 Dk üstüne bir 30 dk daha ağlayabilir, süre böylece uzayıp gider. CO-SLEEP YÖNTEMİ(YAKIN UYUMA) Bebeğinin ağlamasına dayanamayan ve kararlı olamayan anneler için Yakın Uyuma Yöntemi oldukça başarılı bir yöntem olarak kabul edilir. Bu yöntemi tercih eden anneler, bebeklerine olabildiğince yakın uyumalılar. Bebeğin yatağını, anne babanın yattığı oda içerisinde bulundurmak, bu yöntem için bir diğer uygun seçenek olabilir. Yakın Uyuma Yöntemi, özellikle ilk birkaç ay yaygın olarak kullanılan bir yöntemdir. Ancak bazı araştırmalar göstermiştir ki bu yaygınlık bebeğin yaşı büyüdükçe değişmeye başlar. Araştırmalara göre 1 aylık bir bebekle aynı yatağı paylaşan ebeveynlerde, yorgunluk hissi daha azken 3 aylık bir bebekle aynı yatağı paylaşan ebeveynin daha çok yorgunluk hissettiği bulunmuştur. Ebeveynlerin bebekleri ile aynı odada uyuması değişik sebeplere bağlıdır. Bunlardan biri bebeğin geceleri ebeveynine yakın uyumasının önemli olduğu düşüncesidir. Diğer sebepler ise zorunluluk hali olabilir. Örneğin küçük bir evde yaşıyor ve bebeğinize ayrı bir oda ayıramıyorsanız, yeni doğan bebeğinizi kardeşi ile aynı odaya koymaya hazır hissetmiyorsanız ya da kalabalık bir ailede yaşıyorsanız. Bazen de ebeveynler, bebeğin uyku problemlerini çözebilmek adına onlarla birlikte uyumayı tercih eder. Geceleri sürekli uyanmak ve bir diğer odaya gitmek, ebeveyni yorduğu için bebeği yanlarına almak, bu uyku modeline yol açan etkenler arasındadır.Bu uyku biçiminde üzerinde durulması gereken, bebek ile aynı yatağı paylaşmak değil ancak bebeğin beşiğini ya da yatağını kendi yatağınıza olabildiğince yakın tutmak olabilir. Çünkü bebekle aynı yatağı paylaşmak bir takım risk faktörleri doğurur. Bebekle beraber uyuma fikri ebeveynlerin hoşuna gider. Çünkü uyandıkları an bebeklerini hemen yanlarında görmek hoşlarına gider. Bebeği yanında uyuyan bir anne, gece uyanması yaşayan bir bebeğe anında destek olarak, güven problemi yaşamasına engel olur. Bunun dışında, gece, uykusu bölünen bir anne için yanında uyuyan bebeği emzirmek her zaman daha kolaydır. Bebek ile aynı yatağı paylaşmak, onunla daha çok vakit geçirmek olarak görülür. Anne ile bebeğin birlikte uyumasının yukarıda saydığımız gibi olumlu özellikleri olduğu gibi, olumsuz özellikleri de vardır. Yatakta rahatsız uyuyan ya da çok hareketli uyuyan bir bebekten ebeveyn etkilenebilir. Bebek hareketlenmeye başladığında tekme atar, döner, uyuma pozisyonunu değiştirir ve ebeveynler bu hareketlilikten dolayı düzenli bir gece uykusu geçiremezler. Bebek yüzünden ebeveynlerden birinin bir başka odada uyuması, anne-babanın birbirlerine ya da bebeğe kızgınlık duymalarını sağlar. Bebeğin ve ebeveynin uyku zamanları denk gelmeyebilir, ebeveynin bebekle birlikte erken yatması gerekir dolayısıyla ebeveynin akşamları kendisine ayıracağı vakitler kısalır. Aynı zamanda ebeveynin özel yaşam süresini de azaltır. Eğer böyle bir durum yaşıyorsanız sizi neyin yönlendirdiğini anlamaya çalışın. Eşinizle uyumak istiyorsanız, uyumalısınız ama ayrı uyumak istiyorsanız ve bunun için bebeğinize kızmak yerine kendi problemlerinizin ne olduğunu görmeye çalışın. Birlikte uyumak, ebeveyn ve çocuk arasındaki ilişkiye bağlı olarak ortaya çıkan uyku sorunlarının gidermesini zorlaştırır. Bütün bu saydıklarımıza ek olarak, birlikte uyumanın getirdiği en önemli olumsuzluk, ‘’Ani Çocuk Ölümü Sendromu (AÇÖS)’’ riskini arttırmasıdır. Yatakta kullanılan yumuşak yastıklar ve buna benzer malzemeler AÇÖS ve boğulma riskini arttırır. Ayrıca ebeveynin alkol ve ilaç kullanımı, yatakta uyuyan insan sayısının artması ve çocuğun dar bir alanda uyuması, ebeveynin derin uyuması da bu riski arttıran etkenler arasındadır. Beraber uyuma yöntemini uygulamak isteyen ebeveynler, olumsuz özellikleri ortadan kaldırmak için bir takım önlemler alabilirler. Bebeği sırt üstü yatırmak, evde sigara içmemek, oda ısısını belirlenen uygun bir derecede tutmak ve bebeği buna göre giydirmek bu önlemler arasında sayılabilir. Bazı çalışmalara göre de bebeği emzikle uyutmak, Ani Çocuk Ölümü Sendromu riskini azaltmaktadır. Ancak araştırmalara göre bebek uyku esnasında emziğini ağzından attıktan sonra, emzik yeniden takılmamalıdır çünkü uyurken atılan emzik, emziğin koruyucu etkisini kaybettiğini gösterir. Yine de emziğin AÇÖS’na karşı nasıl bir koruma sağladığı açığa kavuşmuş değildir. İki ile altı ay arasında AÇÖS riski önemli ölçüde azalır. Yatağın yüzeyinin düz ve sert olması, çocukla yatan kişi sayısının az olması, yatağın diğer mobilyalardan uzakta olması da risk faktörlerinin azaltılmasında kullanılacak yöntemlerdir. Eşiyle birlikte uyumayı tercih eden, bebeğin hareketliliğinden rahatsız olan ve birlikte uyuma yöntemini aynı yatakta gerçekleştirmek istemeyen ebeveynler, bebeklerinin yataklarını odalarına alarak doğabilecek sorunların üstesinden gelebilirler. Böylelikle çocuk hem tek başına uyumayı öğrenir ve sizin de erkenden yatağınıza gitme zorunluluğunuz ortadan kalkar. Yakın Uyuma Yöntemi’ni de tercih etmek istemeyen ebeveynlerimiz için bir sonraki yazımızda diğer uyku yöntemlerinden bahsedeceğiz. Hazırlayan: Psk. Ecem ÖZTUNA Referanslar: Ferber, R. (2011). Çocuklarda Uyku Sorunları ve Çözümler. İstanbul: Gün Yayıncılık . Midell, J. A. (2007). Sleep Deprived No More. Cambridge: Marlowe & Company. Stirling, S. (2011). Çocuğunuz ve Uyku. İstanbul: Mikado Yayınları. TRACY HOGG - YATIR KALDIR YÖNTEMİ 3 temel uyutma yönteminden birisi. Bebeğin uykusu geldiği zaman yatağına bırakılması ve yanında ses tonu ve dokunuşlarla uykuya dalmasını sağlamak. Bebek ağladığı anda ise asla bebeğin uzun süre ağlamasına izin vermeden hemen kucağına dik pızisyonda almak, yine sallamamak, sakinleştirmek. Ağlaması kesildiği anda hiç beklemeden aynı rutinde yatağında geri yatırmak. Bu yatır/kaldır lar ile devam eden süreçte de bebeğin tek başına uyumasını sağlamak. Beni cezbedeb yönü bebeğin 5dk ya da 10 dk her ne olursa olsun ağlamasına izin vermek, ağlarken yalnız bırakmak gibi temel taşı olan Feber yönteminden uzak olması idi. Yatır kaldır yöntemi bebek kaç aylıkken uygulanmalı; 4 ay – 1 yaş arası bebeklerde uygulanır. En uygun zamanı bu 4 ay geçip emekleme dönemi gelmeden ki arada yöntemi yaşamak. Aksi halde beek kendi kendine dönmeye ve kalkmaya başladıkça uygulaması daha zor olacaktır. Ne kadar sürede işe yarar? Alışma süreci her bebek için değişken bir sürece sahip. 2 gün ile başlayıp 1 ya da 2 haftaya kadar uzayabiliyor. Uyutma süreci ne kadar sürer? Başlangıçta 1-2 saat ile başlayıp 15 dakika ile yarım saate kadar sürebilir. Yatır/Kaldır Yöntemini uygularken neyi yapmamak gerek? Bebeğin bu uyutma sürecinde farklı formatlarda uyumasına izin vermemek gerek. Örneğin emzirirken uyumamalı. Ya da arabada seyahat ederken. O yüzden bu maraton devam ederken bir süre uyku zamanlarında evde kalmakta fayda var. DİĞER YÖNTEMLER Uyku eğitimi ile ilgili bu yazımızda, Ferber ve Yakın Uyuma Yöntemleri dışında bebeğinize ve size faydalı olabilecek diğer uyku yöntemlerinden bahsedeceğiz. DEVAMLI GÜVEN DESTEĞİ Devamlı Güven Desteği adı verilen bu yöntem, anne ile bebek arasında kurulması gereken güvenli bağlılığa dayanır.Devamlı Güven Desteği sağlamanın en güzel noktası bebeğinizi ağlarken tek bırakmanız gerekmez. Peki, bu yöntem nasıl işler? Bebeği yatağına yatırıp kapıya yöneldiğinizde, arkanızdan ağlamaya başlar. Bebek, ağlamaya başladığı an geri dönün ve onun sırtını okşayarak rahatlamasını sağlayın. Bebek uyuyana kadar bunu devam ettirerek bebeğinize eksikliğinizi hissettirmeyin. Hemen hemen bir hafta içerisinde sonuç alacağınız bu yöntemde bebeğinizi uyutmaya çalışırken onunla göz temasına girmekten kaçının. ÖDÜLLENDİRME Ödüllendirme, bebeklere uyuma alışkanlığı kazandırmak için kullanılabilecek diğer bir yöntemdir. Bu yöntemde ödüllendirme olarak öpücükler ya da bebeğin sevdiği oyuncaklar kullanılabilir. Ancak bebek, ödülünü hak edebilmek için yatağından başını kaldırmaması ve kucağa alınmak istememesi gerektiğini öğrenmelidir. Bebeğinizi yatırdıktan sonra onu tekrar öpeceğinize dair söz verin ve bunu uygulayın. İkinci öpücüğü vermek yerine ona oyuncaklarından birini de ödül olarak verebilirsiniz. Bu yöntem hem uygulaması daha kolay hem de bebeğiniz için rahatlatıcıdır. Bir hafta içerisinde verilen ödül sayısında ve bebeğin uykuya dalış sürelerinde değişimler gözlenir. Bu yöntemin de diğer yöntemler gibi sabır gerektirdiğini unutmamalıyız. YAVAŞÇA GERİ ÇEKİLME Yavaşça Geri Çekilme, bebeğinizin uykuya rahat dalabilmesi için kullanabileceğiniz bir diğer yöntemdir. Bu yöntem diğerlerine göre daha fazla zaman alır. Bebeği yatağına yatırdığınızda onunla uzanmanız gerekmez. Sadece odasında bulunmanız ve varlığınızı bebeğe belli ederek ona, kendisinin rahat ve güvenli bir ortamda olduğunu hissettirmeniz gerekir. Bu yöntem için dikkat etmeniz gereken kural, bebeğinizle göz teması kurmamanızdır. Göz temasından kaçınmak için ona kitap okumak önerilen bir yöntemdir. Uyku süreci içerisinde, bebeğinizin yanında dururken olabildiğince onunla ilgilenmekten kaçınmalısınız. Bu yöntem diğer yöntemlere göre daha uzun süre sonra etkisini gösterir. Yavaşça Geri Çekilme yöntemi uygulaması, bebekten, önce odası içinde uzaklaşmakla başlar. Ona uzak mesafeden kitap okumak ya da odasında bir şeylerle meşgul olmak yeterlidir. Bebeğin odasından çıkıldığında, onun ağlamalarına engel olabilmek için evin bebek odasına yakın yerlerinde bir takım işler yaparak bebeğinize yine onun yakınında olduğunuzu göstermeniz önem taşır. Hazırlayan: Psk. Ecem ÖZTUNA Referanslar: Ferber, R. (2011). Çocuklarda Uyku Sorunları ve Çözümler. İstanbul: Gün Yayıncılık. Midell, J. A. (2007). Sleep Deprived No More. Cambridge: Marlowe & Company. Stirling, S. (2011). Çocuğunuz ve Uyku. İstanbul: Mikado Yayınları.